Geçmişinizden gelen alışkanlıklar peşinizi bırakmıyor mu?

Tıpkı yiyecek bulmanın zor olduğu ve çok az öğün yapılan eski günlerdeki gibi ‘Bir daha ne zaman yemek yiyebilirim ki?’ düşüncesiyle yemeğin hepsini bir anda yemeye çalışıyor olabilir misiniz?

Ailenizde “tabakta yemek bırakılmaz!” öğretisiyle büyümüş ve tabakta yemek bırakmanın israf olduğunu düşünerek, kendinizi tabağınızdakilerin hepsini bitirmeye zorluyor olabilir misiniz?

Yemekler açık büfede olunca “zaten parasını ödedim” düşüncesiyle yiyebileceğinizden çok fazla yiyecek aldığınız oluyor mu?

Çocukluğunuzda tatlı yeme izni, tabağınızdaki bütün yemeği bitirdiğinizde kazanabileceğiniz bir ödül gibi mi öğretildi? Bu yüzden çikolata yemek tok olsanız dahi kaçırılmaması gereken bir fırsat gibi mi geliyor?

Sevdiğiniz biri sizin için yemek hazırladıysa çok tok olsanız da “sırf onu üzmekten korktuğunuz için” kendinizi yemeye zorluyor musunuz?

Geçmişimizden gelen alışkanlıkları, bugün bize daha faydalı bir hale nasıl getiririz?

‘Bir daha ne zaman yemek yiyebilirim ki?’ yiyeceğe erişmek artık çok daha kolay, acıktığımızda rahatlıkla bir şeyler bulabiliyoruz. Kendinize, eğer acıkırsanız, sonrasında yine yemek bulabileceğinizi hatırlatın.

“Tabakta yemek bırakılmaz!” Tabağınıza çok fazla yemek koyduğunuzda, bitirmek için baskı hissedebilirsiniz. Bunun yerine, daha küçük bir yemek tabağı kullandığınızda doğal olarak daha az yemek koyabilir “eğer doymazsam tekrar alabilirim” diyerek israfa karşı önlem alabilirsiniz.

“Zaten parasını ödedim” diye düşünerek vücudunuza bir anda birçok yiyeceğe maruz bırakıyor olabilirsiniz. Peki vücudunuz böyle zamanlarda size nasıl tepki veriyor? Eğer acı verici bir toklukla yemeği sonlandırdıysanız; nefes almada güçlük, belki kemerinizi gevşeme isteği, karnınızda hissettiğiniz basıncın ağrısı ve paralelinde gelen uyku hali bu taktiğin bedeniniz için çok da işe yaramadığını gösteriyor olabilir. Bir sonraki açık büfe seçiminizde her şeyden almak yerine; ana yemeklerden 1 çeşit, pilav, bulgur, patates gibi karbonhidratlardan 1 çeşit; yoğurt, ayran, cacık gibi süt grubundan 1 çeşit; zeytinyağlılar ve salatalardan ise istediğiniz miktarda koyarak ve açık büfedeki tüm dikkatinizi çeken besinleri 1’er çeşide sığdırarak tabağınızda dengeyi kurmuş olursunuz.

Bu taktik; istediğiniz yemekleri seçebilme özgürlüğünü sunarken, vücudunuza zarar vermemenin en kolay yoludur!

‘Çikolata yemek tok olsanız dahi kaçırılmaması gereken bir fırsat gibi mi geliyor?’ Çikolata yemek kötü değildir, onu keyif alarak yemek ise daha bir eğlencelidir. Ancak bitkin düştüğümüz bir iş günü sonrasında, zorlu bir projeye geçmeden hemen önce veya yemek biter bitmez “çikolata yemeliyim” diye düşünüyorsak; çikolatayı zor anlar için bir ödül, sıkıldığımız anlar için bir stres atıcı gibi görmüş oluruz. Yani çikolatayı sevdiğimiz için değil de, zor anlara karşı dayanma aracı gibi kullanıyor olabiliriz. Eğer durum böyleyse, buna bir çeşit duygusal yeme diyebiliriz. Benim size teklifim ise, hiçbir duyguya bağlı olmadan, hafif bir açlık hissi ile sadece çikolatanın tadını alarak deneyimleyebilmeniz. Böylece çikolata ne zor anların ödülü, ne de diyet bozan bir yasaklı besin olur.

Çikolata yedikten sonra pişmanlık duymamak için duygularına yanıt olarak yemek yerine, gerçekten istediğinde yemeyi ve keyfini çıkarmayı dene!

“Sırf sevdiklerinizi üzmekten korktuğunuz için yemek” ısrarla yemenizi istemeleri kültürümüzde bir misafirperverlik geleneği olarak yer edinse de, yemekte ısrara karşı ‘hayır’ demek her zaman kolay olmayabiliyor. Böyle zamanlarda sırf sevdikleriniz istediği için her şeyi yemek yerine; bu isteklerinin altında yatan hürmet ve takdir görme arzusu olduğunu bilmeliyiz. Eğer size 5 parça yiyecek sunulmuşken 1 parça tadabilecek kadar açsanız; yediğiniz parçayı ne kadar çok beğendiğinizi belirtmeyi ve bu kadarının yeterli geldiğini söyleyebilir yediğiniz lezzetin tadını değiştirmek istemediğinizi iletebilirsiniz. Yine de tabakta kalanlar için ısrar edilirse, ‘şuan bitirebilecek gibi değilim ancak sonra yiyebilmek için yanımıza alabilirim’ diyerek o anki baskıyı hafifletebilirsiniz.

DAHA FAZLASI İÇİN…

“HAYIR” DEMEYİ ÖĞRENMEK!

Sosyal ortamlarda insanların size daha çok yemeniz için teklif yapması, maalesef ki çok sık karşılaştığımız bir durum..

“Mangalda et bırakılmaz, bunu da ye!”

“Ortaya tatlı söyledim sen de al, yemeden olmaz!””

“Senin için yapmıştım!”

“Bir daha ne zaman yiyeceksin ki, boş ver diyeti!”

Bir kez dahi “Hayır” diyebilmek, daha sonraki yemek ısrarlarında sizi güçlü tutan bir kapıyı aralayacaktır. Diğer insanlar sizi daha fazla yemeniz için teşvik edebilir, ancak kendi bedeninizi dinlemek ve “yiyip yememe kararı” sizin sorumluluğunuzdadır. Hayır demekten çekinmeyin!

Kibarca nasıl hayır diyebiliriz?

• Gerçekten lezzetli görünüyor, ama şu an için tokum. Belki daha sonra tadına bakabilirim.
• Çok teşekkür ederim, ama yemek için şu an tokum.
• Hayır, teşekkür ederim. Tatlının kalanını bitiremem, yeterince yedim.
• Yemek çok güzel görünüyor ama daha fazlasını yemek için oldukça tokum. Tarifini almayı çok isterim.
• Kahvenin tadını hiç bozmak istemiyorum, sen devam et lütfen belki arada bir çatal alırım.
• Çok güzel görünüyor ama gelmeden önce yemek yemiştim, acıkırsam tadına bakarım.
• Harika olurdu ama bu aralar midem biraz kötü, yemesem daha iyi, çok dokunuyor.

Bazen bir “hayır” cümlesi yeterken, bazen de bu ve benzeri örneklerin bir kaçını ard arda kullanmak gerekebilir... Pes etmeden, yeni bir “hayır” cümlesi daha kullanmayı deneyin!