YAŞAM TARZI

Hangi Yiyecek Hangi Duygu?

22.08.2023
Hangi Yiyecek Hangi Duygu?
Hangi Yiyecek Hangi Duygu?

Yediğimiz her şeyin enerjimizi, mental sağlığımızı ve ruh halimizi etkilediğinin hepimiz farkındayız. Tıpkı çevremizde yaşanan olaylara karşı; üzülüp sıkıldığımızda veya sevinip heyecanlandığımızda yaşadıklarımızın yeme davranışlarımıza yansıması gibi…

Örneğin aksiyon filmi izlediğimizde daha çok çıtır çıtır yenen çerez ve cipsleri, duygusal filmleri izlediğimizde dondurma ve çikolata gibi daha kaygan yapıdaki tatlıları, komedi filmlerinde ise gülmeye ve eğlenmeye odaklandığımız için sıklıkla daha az ve daha yavaş atıştırmalık tükettiğimizi görebiliriz.

Farklı türde filmlerde farklı duygulara kapılır farklı atıştırmalık seçimleri yaparız. İşte aslında bu kadar kolay etkileniyoruz. Duygularımız çok kolay değişebiliyor. Müzikten, jestten, mimikten, sesten hepsinden etkilenebiliyoruz.

Hayat da tıpkı filmlerdeki gibi bizi bambaşka duygulara ve o duyguların getirdiği yiyecek istemesine çekebiliyor.

Bir yandan da yemek yemeye vakit bulamadığınız günlerde enerjiniz düştüğünde kendinizi daha mutsuz ve daha öfkeli hissediyor olabilirsiniz. Yemek yedikten sonraysa daha enerjik, rahatlamış ve keyifli hissedersiniz.

Yiyeceklerin gücünü bilen bedeniniz bazen duygunuza bir tepki olarak, bazen ise duygu durumunuzu değiştirmenin kolay bir yolu olarak sizi yemeğe yönlendirir.

Hangi duyguya karşılık, hangi besinleri daha çok tüketme eğiliminde oluruz?

ÇİKOLATA-SEVGİ AÇLIĞI

Neden canımız sıkkın olduğunda elimiz çikolataya uzanır diye merak ediyorsanız; bunun sebebi tıpkı aşık olduğumuzda vücudumuzda salgılanan hormonlarda mevcut olan feniletalamini çikolatanın da içermesidir. Feniletalamin; mutluluktan uçma, sevinçten yerinde duramama gibi etkiler gösterir. Çikolata, yağ içeriği ile yalnızlık ve özgüvensizlik hissini yatıştırırken, yüksek karbonhidratlı içermesiyle mutluluk hormonu olan seratoninin üretimini tetikler. Bu sebeple çikolata; depresif ve mutsuz hissettiğimizde veya daha fazla sevgi görmek istediğimizde en çok yöneldiğimiz yiyecektir.

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ-ANTİDEPRESAN

Uyumadan önce 1 bardak süt! Çocukluğumuzda bu cümleyi hep duyduk. Yemekte ayran içtikten sonra uykumuzun geldiğini fark ederiz. Bunun nedeni; süt ürünlerinde bulunan bileşenlerin yatıştırıcı, sakinleştirici, enerji verici ve rahatlatıcı özellikleridir. Depresif hissettiğiniz zamanlarda bir anda canınızın peynir çekmesi, bu rahatlatıcı etkiyi bilen bedeninizin süt ürünlerini hatırlamasıdır.

TUZLU ATIŞTIRMALAR-STRES ÖFKE ENDİŞE

Stresli hissettiğinizde bir şeyler yeme ihtiyacı duyanlardan mısınız? Evet diyorsanız, cips, patlamış mısır, kraker gibi atıştırmalıkları yeme isteği duymanız veya aşırı yemeniz daha olasıdır. Bu yiyeceklerin çıtır çıtır yapısı, stresliyken sıktığınız çenenizdeki tüm gerginliğin gevşetilmesini sağlayarak sizi rahatlatır. Öfkenize ve stresli oluşunuza karşı bir nevi kum torbası görevi üstlenirler. Çıtırdama sesi bile güven vericidir, her bir lokmayı dişlerle ezerken size güçlü olduğunuzu hatırlatır.

BAHARATLI YİYECEKLER-HEYECAN DÜRTÜSÜ

Yemeklerinizi bol ve çeşitli baharatlarla zenginleştirmekten büyük keyif mi alırsınız? Belki de yemeklerinizin baharatlı olması hayattan aradığınız keyif ve neşenin bir yansımasıdır. İş, aşk ve eğlence hayatınızda daha fazla heyecan aradığınızda, yemeklerde de daha baharatlı yiyecekleri yoğun olarak yemek isteği görebilirsiniz. Araştırmalar ‘’heyecan aramayı’’ yoğun baharatlı, ya da ekşi tatlı yiyecekleri yeme isteğiyle ilişkilendirmektedir.

İÇECEK İHTİYACI-İNİŞLİ ÇIKIŞLI ENERJİ DÖNGÜSÜ

Sıcak havalarda enerjinizi yükseltmek için sık sık bir şeyler içmek mi istiyorsunuz? İçecek tercihleri ruh halinizde hızla değişikliklere sebep olur. Bir anda modunu değiştirmek isteyenlere hitap eder ve bunların başında alkol, kahve ve diyet içecekler gelir. Alkol küçük miktarlarda tüketildiğinde iyi hissettirip uyarıcı görev üstlenirken, daha büyük miktarlarda tüketildiğinde etkisini değiştirerek yatıştırıcı bir görev alır. Kahve ise yorulduğumuzu hissettikçe sarıldığımız bir içecektir. Kahve ve kola içerdiği kafein ve diğer bileşenlerle uyanık ve dinç hissettirirken, redbull gibi enerji içecekleri taurin ile sizi zinde hissettirir. Benzer şekilde enerji shotları da ginseng, guarana yeşil çay ile bedeninizi uyaran, sıklıkla sebebini bilmeden elimizin gittiği ruh halimizi hızla değiştiren içeceklerdir.

ÇEREZLER VE FISTIK EZMESİ- EĞLENCE YOKSUNLUĞUNDAN YEME İSTEĞİ

Günümüzün çoğu çalışma hayatıyla koşuşturma içinde geçiyor. Rahatlamak ve keyif yapmak içinse çok az fırsat bulabiliyoruz. Fakat hayattan keyif almak ve eğlenmek; nefes almak, su içmek gibi temel bir ihtiyaçtır. Yaşantımız rutine döndüğünde keyif almayı çoğunlukla atlarız. Vakit bulmakta zorlanarak eğlence ihtiyacını yok saymak, ne yazık ki tüm bastırılan duygular gibi; bizi tek keyif veren aktiviteye yemeğe yönlendirir. Kuruyemişler cazip hale gelir. Fındık, fıstık, ceviz, badem gibi kabuklu yemişlerin dokusu ve yağ içeriği endişe yalnızlık ve huzursuzluk gibi olumsuz duyguları giderip, eğlence ihtiyacını karşılar. Bu sebeple çoğu zaman keyifli bir aktivite bulamadığımızda atıştırmalıklar acil çıkış kapısı görevi görür. Çalışmalar kuruyemişlerin beynin zevk merkezini harekete geçiren bileşenleri içerdiğini göstermektedir.

EKMEK, PİLAV VE MAKARNA-RAHATLATICI VE YATIŞTIRICI

Fırından yeni çıkmış sıcacık ekmeklere kim hayır diyebilir ki? Çıtır çıtır yapısıyla mis gibi kokusuyla çoğumuzu cezbeder. Ekmek, makarna ve pilav gibi nişastalı yiyeceklerin kokusu bizi evimizde, konfor alanımızda hissettirir. Yapılan bir çalışmada fırında pişirilmiş unlu mamüllerin kokusunu, çocukluk çağını en çok hatırlatan koku olduğu bulunmuştur. Unlu mamüller; stresli, gergin veya ürkek hissettiğimiz zamanlarda en çok arzulanan besinlerdir. Yapılarında bulunan nişasta, rahatlatıcı ve yatıştırıcı bir rol üstlenir.

KURABİYELER, KEKLER VE TURTALAR-SARILMA KEYİF VE GÜVEN TAZELEME İSTEĞİ

Kurabiye, kek gibi tatlıları yeme isteği; ekmek, pilav, makarna gibi tahılları canımızın çekmesiyle benzerlik gösterir. Her iki grup da, yatıştırıcı etkiye sebep olan, karbonhidratı yüksek miktarda içermesidir. Bu besinleri birbirinden ayıran KİLİT NOKTA; karbonhidrattan aldığımız tadın tatlı mı yoksa tuzlu mu olduğudur. Ekmek gibi daha tuzlu besinlere karşı koymak; kek, kurabiye, turta gibi tatlı besinlere karşı koymaktan genellikle daha kolaydır. Tatlı besinleri tüketme isteğinin daha güçlü olması, çocukluğumuzdan bu yana tatlı ve şekerleme gibi yiyeceklerle ödüllendirilmenize dayanıyor olabilir. Bu yiyecekler; şekerli, doygun yapıda ve tıpkı bir sakız gibi kremsi dokusuyla ağız içinde yumuşak bir tabaka olarak kaplanır. Birine sarıldığınızda yaşadığınız huzuru ve temas kurmanın güvenini size hissettirir. Temas kurma ve sarılma isteği duyulan anlarda bu grup besinlere daha fazla yöneldiğinizi görebilirsiniz.

YAĞ ORANI YÜKSEK YİYECEKLER-İÇİMİZDEKİ BOŞLUĞU DOLDURMAK

Çabucak sindirilen sebze meyve gibi besinlerden farklı olarak, yağlı besinler daha geç sindirilir. Geç sindirim ise yemeğin midenizde daha uzun süre kalıyor olması anlamına gelir. Yüksek yağlı yiyecekleri yeme isteği duyan bireyler bu doluluk hissini devam ettirmek isterler; çünkü midelerinin boş kalmasından korkarlar. Mide boşalır boşalmaz da aynı döngüyü tekrarlayarak yakalanan doluluğu sürdürmek isterler. Bu durum içimizde yaşadığımız boşluğu yemek yiyerek doldurma çabasıdır. İçsel açlıkla mücadelenin adı yağlı yemeklere yönelmektir. Korkutan o büyük boşluktan kaçma çabası, yerini patates kızartması, cips, hamburger yemeye bırakır.

Vücudunuzun her bir hücresi; yaşadığımız olaylardan, hissettiğimiz duygulardan, kısacası tüm çevrenizden etkilenir.

Hissedilen duyguyu iyileştirmek için yemeklere yönelmek yerine; bu kez ihtiyaç duyduğun şeye odaklanabilirsin. Kalbine yönel ve onu sevgiyle doldur. Çünkü kalbin olumlu veya olumsuz tüm duyguların merkezidir. Aşağıdaki sorunun yanıtı, kendine en iyi şekilde yardım etmenin yolunu gösterebilir.

Duygularımı yemekle bastırmak ve tepkilerimi yediklerimle göstermek yerine,

“Şimdi ve burada yemek dışında bana yardım edebilecek asıl ihtiyaç duyduğum şey ne?”

PAYLAŞ