Açlığın 1001 Hali
13.03.2025

Yaşadığımız açlığın ne olduğunu, nereden ve niye geldiğini fark etmek yemek seçimlerimizin kaynağını anlayıp daha iyi tercihler yapabilmemize olanak sağlar.
Neden yiyorum? Ne tür bir açlık yaşıyorum?
Bazı yiyeceklerin üzerinizde çok güçlü etkileri olduğunu, yemeden duramayacağınızı düşünüyor ve onlara eriştiğinizde hiç sorgulamadan ağzınıza direkt atma isteği duyuyorsanız bu yaşadığınız durum mental açlık/dürtüsel açlık olabilir. Sıklıkla sebebi geçmişte kilo vermek amacıyla o yiyeceğe karşı kendinize koyduğunuz kurallar, yasaklamalar ve kısıtlamalardır. Etkileri öyle güçlüdür ki bugün diyet yapma hedefiniz olmasa bile geçmişte düşündüğünüz az yemeliyim, yiyorsam da dengelemeliyim diyerek kendinize yaptığınız baskılama o yiyeceği her gördüğünüzde kontrolsüzce yeme arzusu duymanıza sebep olabilir.
Aynı yiyeceği evde kendiniz hazırladığınızda her şey sıradan gelirken, misafirlikte karşılaştığınızda ya da bir restoran menüsünden seçtiğinizde daha lezzetli buluyorsanız, kendi beslenmenizin monotonlaştığını düşünüyorsanız, farklı lezzetlere açlık olabilir. Burada olan durum rutin beslenmenizin içinde, sizi şaşırtacak yiyeceklerin yer almaması ya da mevcut yiyeceklerin de hep aynı şekilde hazırlanması olabilir. Bu yüzden dışarıda karşılaşacağınız seçeneklere yoğun heyecan ve merak duyuyor olabilirsiniz. Farklı aromalar, çeşniler, soslar; farklı pişirme yöntemleri denemek evde hazırladığınız yiyeceğin daha ilgi çekici hale gelmesini sağlayabilir.
Çubuk krakeri sırf o kıtırtı sesi hoşuna gittiği için yemek istiyorsanız, kekin ağızda hissettirdiği o hacimli, süngerimsi ve yumuşak dokusu sebebiyle onu seçiyorsanız, kremsi ve akışkan gövdesi ile hafif yanık kenarı için San Sebastian Cheseecake yemek sizi mutlu ediyorsa, kısacası bir besinin lezzetine, tadına ya da yapısına bağlı olarak karşı konulmaz bir iştah duyuyor ve yiyebilmeyi özlüyorsanız tat açlığı yaşıyor olabilirsiniz.
Yavaş yavaş artan acıkma hissiyle midede guruldama ve kazınmanın eşlik ettiği “bir şey yesem iyi olabilir aslında” diye düşünmeye başladığınız, zamana dayalı olarak bitkinlik ve halsizlik halinin yoğunlaştığı açlık durumuna fiziksel açlık denir. Hissedilen düşük enerjiye karşı, ihtiyaç duyulan bir gıda tüketme isteği vardır. Bu istek, yapılan son öğünün içeriğine, yoğunluğuna ve bu öğünün üzerinden ne kadar zaman geçtiğine bağlı olarak açlık seviyenizi etkiler.
Hissedilen yoğun bir duygu durumunun eşlik ettiği, yemek zamanından bağımsız olarak bir anda küt diye gelen yiyeceklerin karnınızı değil de ruhunuzu doyuran bir şey gibi görüldüğü ve duygusal olarak doymanın daha fazla ertelenemediği, yemeğin beraberinde eşlik eden suçluluk hissinin yaşanması duygusal açlıktır. O anda yemek yemek en iyi seçenek gibi hissedilir. “Her şeyin geçmesi sadece tek bir yiyeceğe bağlı ve onu yemeden hissedilen duyguların üstesinden gelinemeyeceği” düşüncesi yaygındır.
Son yemeğin üzerinden uzun bir süre geçmesini takiben hissedilen göz kararması, odaklanmada güçlük, baş dönmesinin yarattığı keyifsizlik hali alışılanın dışında yoğunsa; mutlak surette bedeniniz yemek yemeye yönelir. Fizyolojik olarak hayatta kalabilme dürtüsü ile vücudun yemeği bir tercih değil, zorunluluk olarak gördüğü, yemenin daha fazla ertelenemediği, yenilen ilk lokmanın pek de fazla çiğnenmeden hızla yutulduğu, açlığın en uç sınırlarda gezindiği yeme halini yaşıyorsanız bu biyolojik açlık olabilir. Yeterince yemek yenilmiş olsa bile, tabaktaki her şey bitse de; daha fazla yiyebilmenin arzusu bitmez ve tokluk sinyallerini duymak güçtür.
Yiyecekleri aynı zaman diliminde ve aynı koşullarda yiyebileceğinizden çok daha fazla miktarda ve kısa bir süre içinde tüketiyor, yemek yeme sırasında duramayacağınız hissine kapılarak kontrolün sizin dışınızda olduğunu düşünüyorsanız, kendinizi yemekten alıkoyamayacağınız hissi yoğunsa, durma noktası ya da bir sınır yoksa, ne yediğinizi ve ne kadar yediğinizi fark edemeyecek kadar hızlı ve rahatsız edici bir şekilde tok hissedene kadar yeme eylemi devam ediyorsa bu tıkınırcasına yeme olabilir. Bu tekrarlayan döngü sıklıkla gözlerden uzak ve yalnızken yaşanır.
Açlık hissine karşılık direk yemeğe yönelmek yerine; açlığın kaynağında neyin olduğunu anlamak önemlidir. Bedeninin ihtiyacını anlamak ve fark etmek için biraz durup gözlemlemek, süreci yönetmenize yardımcı olacaktır.